eso0603a 1
Using a network of telescopes scattered across the globe, including the Danish 1.5-m telescope at ESO La Silla (Chile), astronomers discovered a new extrasolar planet significantly more Earth-like than any other planet found so far. The planet, which is only about 5 times as massive as the Earth, circles its parent star in about 10 years. It is the least massive exoplanet around an ordinary star detected so far and also the coolest. The planet most certainly has a rocky/icy surface. Its discovery marks a groundbreaking result in the search for planets that support life.

Dünya’ya oldukça yakın yeni bir exoplanet keşfedildi!

Dünya’ya yalnızca 11 ışık yılı uzaklıkta yer alan bir exoplanet keşfedildi. Gezegenin yüzey sıcaklığının Dünya ile neredeyse aynı olduğu düşünülüyor. Detaylar haberimizde.

Şile’de bulunan High Accuracy Radial velocity Planet Searcher (Harps) cihazını kullanan bilim insanları, Dünya’nın oldukça yakınında bulunan bir exoplanet keşfettiler. Ross 128 b olarak isimlendirilen ve bir kırmızı cüce yıldızın etrafında dönen gezegen, elde edilen ilk bulgulara göre Dünya’ya yakın yüzey sıcaklığına sahip.

Ross 128 b’nin yüzey sıcaklığı Dünya ile neredeyse aynı, ancak gezegen ile yıldızı arasındaki mesafe Dünya ile Güneş arasındaki mesafeden 20 kat daha kısa. Güneş’e göre daha soğuk ve daha az parlak olan kırmızı cüce, Ross 128 b bu kadar yakın olmasına rağmen canlılık barındırabilmesi için gerekli olan sıcaklığı ve ışığı sağlayabiliyor. Fakat bu yakınlıktan ötürü gezegenin Dünya’dan biraz daha fazla radyasyon aldığı da düşünülüyor.

sfstateastro

Proxima b’den daha elverişli

Dünya’ya en yakın exoplanetın ismi Proxima b. Yalnızca 4,2 ışık yılı uzaklıkta yer alan Proxima b de bir kırmızı cücenin etrafında dönüyor ancak maalesef cüce yıldızından çok fazla oranda radyasyon alıyor. Bu da gezegende canlılığın var olması ihtimalini düşünüyor.

Exoplanet nedir?

Exoplanet terimi aslında Güneş Sistemi dışında bulunan tüm gezegenler için kullanılabilir. Ancak son senelerde artan gezegen keşifleriyle birlikte bu terim yıldızların yaşanabilir bölgesinde bulunan, yani canlılık barındırabilme özelliğini taşıyan gezegenler için kullanılmaya başlanıldı.